DİĞER
"Vermeer’in Delft Manzarası, Proust’a göre dünyanın en güzel resmidir. Hayranlık duyduğu ressam hakkında romanında sadece Swann’a Vermeer incelemesi yazdırmakla yetinmez. Ressamı ebedi kılarak, Bergotte’yi bu resmin önünde öldürmeyi seçer. Proust’la birlikte Vermeer’in şaheserine bakanlar önce bu güzelliğin içinde kaybolur, sonra o sarı duvara tutunurlar."
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
"Sanatçı, hayranı olduğu yazar Johann Wolfgang von Goethe ile adeta bir ruh eşliği kurar. Belki de bu, ikisinin de aynı acıyı çekmesiyle bağlantılıdır. 1774 yılında yayınlanan Genç Werther’in Acıları romanıyla Goethe hem kendi hem de yakın çevresindeki hüzünlü aşklara cümlelerle can verirken, Cornell 1966 yılında yaptığı Genç Werther’in Acıları kolajında aynı derin acıyı çektiğini anlatır."
“Ralf Rothmann, bireysel sorunlar ile savaş, ırkçılık, taciz, tecavüz ya da çalışma hayatının zorlukları gibi toplumsal sorunları, farklı kuşakların birbirini etkileyen hikâyeleri üzerinden tartışıyor romanlarında: ‘En zor iş, bir şeyi dünyaya getirmektir. Yok etmeyi, öldürmeyi her geri zekâlı becerir.’”
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kaya, ilk başta birinde Fransa’daki deneyimini, diğerinde Fransa siyasal hayatını anlatacağı iki ayrı kitap yazmayı düşünmüş. İyi ki vazgeçmiş ve bunun yerine Fransız istisnasının hem ülke yönetimi hem de sokak siyaseti boyutlarını bir arada işleyen, elimizdeki çift başlıklı kitap çıkmış ortaya. Üstelik Türkiye’nin tanınmış simalarına dair anekdotlarla da kitap iyice renklenmiş."
"Hayatlarını bu mücadeleye adamış, yıllarca hapis yatmış, vazgeçmemiş insanların o dönemlere soğuk bir siyasi analiz perspektifinden bakmasını beklemiyorum. Yine de geçmişe dair yenilgi hissiyle öbür uca veya apolitikliğe savrulmak yerine, geçmişin doğru düzgün bir muhasebesini yapmak gerektiğine inananlardanım. Gençay böyle yapmış ve hiç vazgeçmemiş."
"Gençay Hocanınki yaşanmaya değer bir hayat olmuş. Az insana nasiptir. O bakımdan, o hayatı kitabında satır satır izlemeye doyum olmuyor."
Pandemide tiyatro salonları kapandı, ama sanatçılar salonsuz kalmadılar. Mahkeme salonlarında olanlardan bazıları: Metin Akpınar, Müjdat Gezen, Yılmaz Odabaşı, Ruhi Karadağ, Burak Aydoğduoğlu, Aydan Canbula, Levent Üzümcü, Ağaçkakan, İzinsiz, Mehmet Özer, Genco Erkal...
"Saroyan, Kasım 1933’te, 'Uçan Trapezdeki Cesur Genç Adam' başlıklı öyküsünün Story dergisinde yayımlanmasının ardından, 1934'ün Ocak ayı boyunca her gün bir öykü yazıp bu derginin editörlerine göndermeye karar verir. Kitaptaki öyküler işte bunlar; gerçekten de o bir ay boyunca büyük bir azimle 26 öykü yazmıştır."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.